Pırlantayı Tanıma Rehberi
Beyler; size bir kaç bilgi vereyim de işinize yarasın :) Belki günü gelince bana teşekkür edersiniz ;) Hepimiz için pırlanta hakkında bilgi almak oldukça zor, bunu ben de pekiyi bilirim. Bu yollardan geçenler mutlaka birkaç bilgi sahibidir ama ben yüzeysel bilgiden çok biraz da teknik bilgiler paylaşacağım. Ne de olsa neye para verdiğimizi bilmek hakkımız!
Pırlanta (brilliant) kelimesinden türetilerek veya evrilerek Türkçe'ye dahil olmuştur. Aslında isminden de anlaşılacağı gibi elmasın en parlak haline verilen isimdir. Elmasın çeşitli kesim türlerinden birinin adıdır. Bunun dışında; kare, oval, markiz, damla, kalp vb. kesim türleri vardır. Kesimle ilgili bu kadar bilgi yeterli.
Gelelim karat olayına. Bütün hanımların odaklandığı nokta! Aslında herşeyi büyüklük veya ağırlık olarak görmek son derece anlamsız ama bunu anlatmak o kadar zor ki! Sizi
anlıyorum.
- Filancanın yüzüğünün ne kadar karat olduğunu gördün mü?
- Evet hayatım, sana daha irisini alacağım, sen merak etme!
Araştırmalara göre; bu diyalogları erkeklerin %90'ı yaşıyormuş. Bu diyaloğu sizin yaşamamanızı dilerken, bir kaç farklı veri ile konuyu başka yöne çekmenin yollarını aktarayım.
Pırlantanın hikayesiyle başlayabilirsiniz mesela. Elmasın yolculuğu hayli ilgi uyandırıcı olabilir...Dünyanın merkezine çok yakın yerlerden çıktığından, aslında bir karbon elementi olduğundan, kömürle aynı bağ yapısına sahip olduğundan vs. Ama esas çarpıcı nokta ise; her elmasın birbirinden farklı olduğundan söz ettiğiniz vakit işlem tamam demektir ;)
Her elmas eşsizdir. Zaten işin püf noktası da bu. Laboratuvar ortamında üretilmeyen ve yeryüzünün bize armağanı olan elmaslar; kesimleriyle, ağırlıklarıyla, parlaklığı ve kusurlarıyla birbirinden farklıdır. Bu da herbirinin maddi ve manevi değerini birbirinden ayırmaktadır.
Şimdi bu güzel elması nereden almalıyız noktasına gelirsek; kesinlikle kuyumcudan ve türevlerinden uzak durun. Eksik bilgi, eksik ürün ve eksik satıcı karşınızda olmasın. Bu işi layığıyla yapan ve işi sadece bu olan mücevherciler tercih edilmeli. Bölge sorarsanız, Kapalıçarşı bu işin merkezi. AVM'lerde yüksek kira ödeyip, ürünleri başka yerlerde yaptıran mücevher satıcılarını da tercih etmeyin. Siz başkasının kirasına ortak olmayın, bu işin dünyadaki sayılı merkezlerinden biri olan Kapalıçarşı'daki mücevherciler herkes için uygun!
Sertifikalı mı sertifikasız mı? İşte bu nokta kritik. Eğer mücevher satıcınızı kendiniz gibi biliyor ve tanıyorsanız, sertifikaya para dökmeyin. Ancak; sertifika neticede bir güvencedir. HRD ve GIA gibi Avrupa ve ABD'nin sayılı sertifika veren firmaları bütün herkes için bir sigorta görevi görür. Hem satıcıyı hem de alıcıyı koruması açısından uygun bir sistem hazırlamışlar. Satın alınan ürün için verilen HRD veya GIA sertifikası zorunluluk gibi görünüyor. Belki maliyeti arttırmış olacaksanız ama gönül rahatlığıyla ömür boyu taşınacak hatta nesilden nesile geçecek bir ürün satın almış olacaksınız.
Resimler; 2014 yılında eğitim ve kişisel gelişimim için katıldığım HRD Laboratuvarlarında çekilmiştir. Eee tabi, bu kadar yazıyı sadece Kapalıçarşı'da öğrendiklerimden yazacak değildim. Daha fazlası için; Hareketli Adam'ı takibi bırakmayın ;)
