Alaf Kuruçeşme

Alaf Kuruçeşme...Uzun zamandır aklımda olan bir mekandı ve sonunda gitmeyi başardım. Mekanın konumu çok iyi, tarif etmem gerekirse hemen Galatasaray Adası'nın karşısında. Hem ada hem boğaz manzaralı. Eylül ayı olmasından dolayı akşam hava serindi ama gün dönümünden sonra hava duruldu.

Türkiye'de bulunan çoğu lokantanın aksine; arkadaşlarımı beklerken kokteyl menüsü ve şarap listesi getirildi. Çoğunlukla Avrupa ve Amerika'da karşılaştığım ve yemek yerine içecekle karşılama olayı hoşuma gidiyor açıkçası. Arkadaşlarımın da masaya dahil olmasıyla birlikte tadım menüsü yerine kendi belirlediğimiz yemeklerle devam ettik.

Öncelikle şefin ikramlarıyla ve seçtiğimiz yemeklerle uyumlu olduğu için garson tarafından önerilen Likya Arkeo Merzifon Karası (2021) ile yemeğe başladık.

Başlangıç (ikram) olarak getirilen her şey çok lezzetliydi.

Sonrasında ara sıcaklarla devam ettik. Seçimlerimiz; Anamur Övmeç (Yörük Salatası), İsli Palamut, Tuzda Sardalya, Lokma ve Kuru Et ile Lübnan işi Et Tartardı. Bana göre en başarılı olanları ise; Lokma ve Kuru Et ile Lübnan işi Et Tartar seçimlerimizdi. Özellikle Lokma ve Kuru Et muhteşemdi. Bir daha gittiğimde mutlaka tekrar isteyeceğim.

Ana yemek için ilk tercihimiz Erik Tava idi ancak, mevsim geçişinden dolayı Erik lezzetini kaybettiğinden menüde yer almasına rağmen sunumda yoktu. Biz de Kuzu Kaburga Pide, Sarımsaklı Zırh Kebabı ve İzmir Usulü Atom Kokoreç ile devam ettik. Bunların arasında, en iyisi Kuzu Kaburga Pide idi. Özellikle Zırh Kebabı üzerinde bence çalışmaları gerekli, bana biraz turistikmiş gibi geldi. Kapalıçarşı'da herhangi bir kebapçıda bile bundan daha iyisini yapıyorlar.

Son olarak, tatlı menüsünde 3 adet seçeneğin 2'sini istemiştik ama ikram olarak diğer seçeneği de buna eklediler : Alaf Baklava, Ev Usulü Balkabağı Tatlısı ve Kale ismini verdikleri Denizli Kale Biberinin farklı bir sunumunu yedik. Baklava yorumlaması bildiğimizden çok farklıydı. Kuş boku ismindeki fıstıkları kullanarak yapıldığından bahsedildi ve gerçekten tavsiye edilecek bir yorumlamayla baklavayı hüplettik midelerimize, yanında tabiki çayla.